21 Ocak 2017 Cumartesi

DEVLET BENİM (L’ETAT C’EST MOİ)

Güneş Kral XIV. Louis




Bir zamanlar, Bourbon Hanedanlığı Fransa’sında,  Güneş-Kral(Le Roi Soleil) olarak bilinen 14.Louis(lui) adında bir kral varmış. Bu kral   daha bacak kadar çocukken tahta çıkmış ve emekli olmayı düşünmeden 72 yıl tahtta kalmıştı.  Gel zaman git zaman Güneş-Kral tam anlamıyla Versay Sarayı’nda saltanatına kurulunca saldırgan ve  istilacı  politikalar izlemeye başlamış; ve Mutlak Monark olmuştu. Papanın Roma Katolik Kilisesi egemenliğini yıkarak   Fransa'nın milli Katolik kilisesini tesis etmişti.

O tarihlerde Fransa’nın denetiminde olan Amerika’daki Louisiana(Land of Louis) eyaletine kendi  ismine  izafeten Lui’nin Ülkesi anlamına gelen Louisiana  adı verilmişti.

Güneş Kral, yemeğe düşkün bir kraldı, öldüğünde midesinin normal insan midesinden iki kat büyük olduğu görülmüştü.

Sarayındaki Türk banyosunda haftada birkaç kez yıkanmayı severdi.

Kısa boylu(155m) olduğundan boyunu uzun(2m) göstersin diye uzun topuklu ayakkabı ve peruk giyerdi. Sarayında toplam 1000’den fazla peruğu ve  400’ü aşkın yatağı vardı.

Mitolojide, müziğin, güzel sanatların, şiirin, tıbbın, hastalıkların ve ışığın(güneş) tanrısı Apollon'u, kendine örnek almış; Versay Sarayını tanrı Apollon'un  betimlemeleriyle süslemişti.

Apollon etkisiyle olsa gerek, bilim ve güzel sanatların gelişmesi için elverişli ortam sağlamıştı.

Diş ağrılarından  uzun yıllar çok  çekmiş; ve bu diş ağrıları  bazı dişçilik malzemelerinin gelişmesine vesile olmuş;  ağız kokusu nedeniyle diplomatik görüşmelerini yaparken görevlileri hep belli bir mesafede tutmuştu..

Bütün gezegenler nasıl güneşin çevresinde dönüyorsa, 14 Lui, bütün Saray ve Fransa halkının da  kendi çevresinde dönmesini istediğinden ona, ışık(Güneş) tanrısı Apollon'dan esinlenerek,  Güneş-Kral  denmişti.

Güneş-Kral için EGEMENLİK, tanrının dışında hiçbir güç tarafından, hiçbir suretle, sınırlanamaz, kısıtlanamaz;   ve denetime bağlı tutulamazdı. Güneş Kral için EGEMENLİK, halkını ve sarayı  istediği gibi yönetmek;  keyfi emir verebilmek; ve yasaklar koyabilmek; ordu komutanlarını atamak;  soylu sınıfın siyasi gücünü etkisiz kılmak…  yetkisiydi.   Güneş-Kral’ın  EGEMENLİĞİ, sürekliydi..  mutlaktı(zaman içinde hep ayni kalır).. ve bölünemezdi..

Güneş -Kral, hiç bir otorite ve iradeden emir almaz; istediği gibi yasa yapardı. İstediği gibi Yasa yapmasının yanı sıra, istediği adaleti de dağıtırdı.   Savaş çıkarmaya, barış yapmaya karar veren,  yine, bir ve tek otorite Güneş Kral’dı.  Güneş-Kral için, tek başına para basmak, vergi koymak, memurları atamak.. hep egemenliğin ifadesiydi.

Hasılı; bütün İKTİDAR  GÜNEŞ-KRAL’da toplanmış olduğundan, EGEMENLİK, KAYITSIZ ŞARTSIZ GÜNEŞ-KRAL’INDI. BİR VE TEK EGEMEN GÜÇ,  GÜNEŞ-KRAL’DI. O yüzden her vesileyle DEVLET BENİM… DEVLET DEMEK BEN DEMEK …diye bağırarak şatafatlı Versay sarayını sesiyle inletirdi..

Fransız ozan Jacques Prevert( 1900-1977)  L’eclipse(güneş tutulması) adlı şiirinde  bakın nasıl hikaye etmişti XIV.Louis’i

Louis XIV qu’on appelait aussi le Roi Soleil/
 etait souvant assis sur une chaise percee/
vers la fin son regne/
une nuit ou il faisait tres sombre/
 le Roi Soleil se leva de son lit/
alla s’asseoir sur sa chaise/
et disparut. 



Güneş-Kral   XIV. Lui
sonlarına doğru Saltanatının
Sık sık oturur olmuştu bir  lazımlığa
Çok karanlık bir gecede
 Kalktı yatağından gene Güneş-Kral
 Gitti oturdu lazımlığına
Ve    sırra kadem bastı.


Güneş-Kral 1638-1715 tarihlerinde yaşamıştı.

Yıl 2017… Türkiye topraklarındayız.. Anadolu topraklarında Mustafa Kemal’in önderliğinde İstiklal Savaşı’yla saltanatı yıkarak Cumhuriyeti kuralı nerdeyse 94 yıl geçmiş..Ve biz şimdi, Anayasamızı değiştirme teklifiyle istiklal savaşımızla kurduğumuz Cumhuriyetimizi yıkarak yeniden  Güneş-Kral günlerine, yani, saltanat ve hilafet günlerine geri dönmek istiyoruz.

Olacak iş mi bu!?


EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN olduğu bir sosyal(sınıfsal) düzenden, egemenliğin bir ve tek adamın tasarrufuna ve yönetimine verildiği bir sosyal(sınıfsal) düzene geçmek tarihin medeniyet tekerleğini geri çevirmek değil midir? 

Kral, imparator, prens, kağan, hakan, şah, emir, padişah..gibi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu monarşiye dayalı devlet yönetimleri 5000 yıl  kadar sürmüştü. İnsanlık, onca kanlı mücadelelerden sonra monarşilerden gelip  anayasalı cumhuriyet dönemlerine ulaşmışken şimdi yeniden, toplumu gerisin geri 5000 yıl öncesine götürmenin tarihteki   karşılığı ve anlamı, olsa olsa,  düpedüz gericiliktir;  ve uygarlık düşmanlığıdır. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder