Niyaz-i Mısri, Hallac-ı Mansur'ların, Ahmet Yesevi'lerin,Yunusların, Mevlana'ların, Nesimi'lerin, Fuzilil'erin, Pir Sultan'ların.. geleneğinden gelen anadolulu humanizminin temsilcisi bir tassavvuf eridir.. çağının "toplumsal gerçekçi" halk ozanı; zulme boyun eğmez; yoksul sever bu mağrur kişi..1618'de malatya'da doğdu, 1694'de sürgünde zehirlenerek öldürüldü.
Mısri'nin halkçı tasavvufu anısına aşağıdaki muhteşem dizeleri bir kez daha okuyalım.
bahr içinde katreyim
bahr oldu hayran bana
ferş içinde zerreyim
arş oldu seyran bana
suretde ne'm var benim
sırettedir ma'denim
kopsa kıyamet bugün
gelmez perişan bana
derman arardım derdime
Dermân arardım derdime
Derdim bana dermân imiş.
Burhân arardım kendime
Aslım bana burhân imiş.
Sağım solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyü
Taşralarda arar idim
Ol cân içinde cân imiş.
Öyle sanırdın ayrıyım
Dost gayrıdır ben gayrıyım
Benden görüp işiteni
Bildim ki o cânan imiş.
Savm u selât u hacc ile
Sanma biter zâhid işin
İnsân-ı kâmil olmağa
Lâzım olan irfan imiş.
Kandan gelir yolun senin
Ya nereye vârır menzilin
Nerden gelip gittiğini
Anlamayan hayvân imiş.
Mürşid gerektir bildire
Hakk'a sana hakk-al-yakîn
Mürşidlî olmayanların
Bildikleri günam imiş.
Her mürşide verme gönül
Yolunu sarpa uğratır
Mürşidi kâmil olanın
Gayet yolu âsan imiş.
İşit Niyâzî'nin sözün
Gizlemez aslâ Hak yüzün
Hak'dan ıyan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş
Zuhûru kâinâtın ma’denîsin yâ Resûlallâh
Rumûzu (küntü kenz) in mahzenisin yâ Resûlallâh
Beşer denen bu âlem ki senin sûretle şahsındır
Hakîkatte hüviyyette değilsin yâ Resûlallâh
Vücûdun cümle mevcûdatı nice câmi olduysa
Dahi ilmin muhît oldu kamûsun yâ Resûlallâh
Dehânın menba-i esrâr ilmi men ledünnîdir
Hakâyik ilminin sen mahremisin yâ Resûlallâh
Ne kim geldi cihâna hem dahî her kim geliserdir
İçinde cümlenin ser’askerîsin yâ Resûlallâh
Cihân bağında insan bir şecerdir gayriler yaprak
Nebîler meyvedir sen zübdesisin yâ Resûlallâh
Şefâat kılmasan varlık Niyâzî’yi yoğ ederdi
Vücûdun zahmının sen merhemisin yâ Resûlallâh
Uyan gafletten ey gafil seni aldamasın dünya
Yakanı al elinden kim seni sonra kılar rüsva
Ne sandın sen bu gaddarı ki ta böyle anı sevdin
Anı her kim ki sevdiyse dinini eyledi yağma
Adavet kılma kimseyle sana nefsin yeter düşman
Ki asla senden ayrılmaz ömür ahir olunca ta..
İşittin Hak Rasulünden nice ayât-ü ahbârı
Veli nidem ki kar etmez bu öğütler sana asla
Bu zahir gözünü örtüp bana tut cânıla gönlün
Ki her bir sözün içinde duyasın cevher-i mana
Kelam-ı Mustafa zevkin dimağında bulagör kim
Muadil olmaz ol zevke hezarân “mennile selvâ”
Kemali devlet istersen oku ayât-ı Kur’anı
Ki her harfin içinde var Niyazi bin dürr-i yektâ.
Hamr-ı ruy-ı yar ile sekran olan anlar bizi
Katresin bahr eyleyüp umman olan anlar bizi
Cahil anlamaz zev’il-irfan olan anlar bizi
Vakıf-ı esrar olup hayran olan anlar bizi
Anlamaz hayvan olan insan olan anlar bizi
Halkın artık eksiğini gördüğümüz yoktur bizim
Kimseye tan etmeğe hiç dilimiz yoktur bizim
La-mekandan gelmişiz biz ilimiz yoktur bizim
Bu fena gülzara asla meylimiz yoktur bizim
Her seher bülbül gibi nalan olan anlar bizi
Sırr-ı vasl-ı yari yol azanlara açılmayız
Biz hakikat şemsiyiz revzenlere açılmayız
Biz rical esrarını şol zenlere açılmayız
Zahid-i leffaf olan reh-zenlere açılmayız
Açılıp güller gibi handan olan anlar bizi
Sanmayın zahid gibi havf u reca abdalıyız
Geçmişiz ondan veli bezm-i lika abdalıyız
Tekye-i iklim-i lahutta beka abdalıyız
Baş açık yalın ayak rah-ı fena abdalıyız
Ref edip ten cübbesin üryan olan anlar bizi
Mısriya şehr-i fenaya uğradı ruhum bu gün
Şems-i ruy-ı yar ile bedr oldu çün mahım bu gün
Kuluna rahm eyleyip kıldı nazar şahım bu gün
Lii-maallah sırrına mahremdir İbrahim bu gün
Ol saray-ı vahdete mihman olan anlar bizi.
İSTER İSEN
İster isen bulasın cânânı sen
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Kendi mir’âtında gözle onu sen
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Her sıfat kim sende var izle onu
Gör ne sırdan feyz alır gözle onu
Erişince zâtına özle onu
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Kenz-i mahv-î âşikâr hep sendedir
Yazu kış leylü nehâr hep sendedir
İki âlemde ne varsa hep sendedir
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Men aref sırrına er ko gafleti
Gör ne remzeyler bu insan sîreti
Haşru neşr ile tâmuyu cenneti
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Haşr-ı sîrî halin inkâr eyleme
Gülşen iken yerini hâr eyleme
Enfüsü âfâkı bil âr eyleme
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Zât-ı Hakk’ı anla zâtındır senin
Hem sıfatı hep sıfatıdır senin
Sen seni bilmek necâtındır senin
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Sîreti terk eyle mâna bulagör
Ko sıfatı bahr-i zâta dalagör
Ey Niyâzî şarku garba dolagör
Gayre bakma sen de iste sen de bul
hak ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak
ol nüshada bu adem bir nokta imiş ancak
ol noktanun içinde gizli nice bin derya
bu alem bu deryadan bir katre imiş ancak
adem demini her kim bulduysa odur adem
yohsa görinen suret bir gölge imiş ancak
bu zevke yiler herkes bulmaz veli her na-kes
iren ana anda bir fırka imiş ancak
kim ol deme buldı yol vasl oldı niyazi ol
naci dinilen fırka bu zümre imiş ancak
mef'ulu mefa'ilun mef'ulu mefa'ilun
ademde olan esrar bu demde imiş ancak
günümüz piyasa toplumunun,bencil çıkarcı bireyin ilacı Mısri'de :
BEN SANIRDIM ALEM İÇRE BANA HİÇ YAR KALMADI
"Ben sanırdım âlem içre bana hiç yâr kalmadı,
Ben beni terk eylerim bildim ki ağyâr kalmadı.
Cümle eşyâda görürdüm hâr var gülzâr yok,
Hep gülistân oldu âlem şimdi hiç hâr kalmadı.
Gece gündüz zâr u efgân eyleyüb inlerdi dil,
Bilmezem n’oldu kesildi âh ile zâr kalmadı.
Gitti kesret, geldi vahdet oldu halvet dost ile
Hep Hakk oldu cümle âlem çarşı pâzar kalmadı.
Dîn diyânet âdet ü şöhret kamu vardı yele,
Ey Niyâzî n’oldu sende kayd-ı dindâr kalmadı
NİYAZ-İ MISRİ de, Seyyid Nesimi, Pir Sultan Abdal, Hallac-ı Mansur'lar.. gibi dost'a ulaşma yolunda canını feda edenlerdendir. Padişah egemenliğine, softalığa ve yobazlığa karşı ezilen halkın yanında duruşu, Misri'ye Rodos ve Limni adalarında sürgün hayatını getirmiş; ve Limni adasında sürgündeyken hakka yürümüştür. Mezarı halen Limni adasındadır.
Aşkın kime yar olur
Daim işin zar olur
Dinmez gözinin yaşı
Yanar içi nar olur
Sevda-yı zülfün kimin
takılsa gerdanına
Mansur gibi akıbet
Yolunda berdar olur.
Bu yolda canın viren
Canan alur yirine
Aşk dükkanında anın
Can ile bazar olur.
Terk it Niyazi seni
Bul anda o sultanı
Her kim canından geçer
Ol vasıl-ı yar olur.
Bakıp cemal'i yare
Çağırırım dost dost
Dil oldu pare pare
Çağırırm dost dost
Mescid ü meyhanede
Hanede viranede
Ka'bede büthanede
Çağırırım dost dost
_________________
bahr içinde katreyim
bahr oldu hayran bana
ferş içinde zerreyim
arş oldu seyran bana
suretde ne'm var benim
sırettedir ma'denim
kopsa kıyamet bugün
gelmez perişan bana
derman arardım derdime
Dermân arardım derdime
Derdim bana dermân imiş.
Burhân arardım kendime
Aslım bana burhân imiş.
Sağım solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyü
Taşralarda arar idim
Ol cân içinde cân imiş.
Öyle sanırdın ayrıyım
Dost gayrıdır ben gayrıyım
Benden görüp işiteni
Bildim ki o cânan imiş.
Savm u selât u hacc ile
Sanma biter zâhid işin
İnsân-ı kâmil olmağa
Lâzım olan irfan imiş.
Kandan gelir yolun senin
Ya nereye vârır menzilin
Nerden gelip gittiğini
Anlamayan hayvân imiş.
Mürşid gerektir bildire
Hakk'a sana hakk-al-yakîn
Mürşidlî olmayanların
Bildikleri günam imiş.
Her mürşide verme gönül
Yolunu sarpa uğratır
Mürşidi kâmil olanın
Gayet yolu âsan imiş.
İşit Niyâzî'nin sözün
Gizlemez aslâ Hak yüzün
Hak'dan ıyan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş
Zuhûru kâinâtın ma’denîsin yâ Resûlallâh
Rumûzu (küntü kenz) in mahzenisin yâ Resûlallâh
Beşer denen bu âlem ki senin sûretle şahsındır
Hakîkatte hüviyyette değilsin yâ Resûlallâh
Vücûdun cümle mevcûdatı nice câmi olduysa
Dahi ilmin muhît oldu kamûsun yâ Resûlallâh
Dehânın menba-i esrâr ilmi men ledünnîdir
Hakâyik ilminin sen mahremisin yâ Resûlallâh
Ne kim geldi cihâna hem dahî her kim geliserdir
İçinde cümlenin ser’askerîsin yâ Resûlallâh
Cihân bağında insan bir şecerdir gayriler yaprak
Nebîler meyvedir sen zübdesisin yâ Resûlallâh
Şefâat kılmasan varlık Niyâzî’yi yoğ ederdi
Vücûdun zahmının sen merhemisin yâ Resûlallâh
Uyan gafletten ey gafil seni aldamasın dünya
Yakanı al elinden kim seni sonra kılar rüsva
Ne sandın sen bu gaddarı ki ta böyle anı sevdin
Anı her kim ki sevdiyse dinini eyledi yağma
Adavet kılma kimseyle sana nefsin yeter düşman
Ki asla senden ayrılmaz ömür ahir olunca ta..
İşittin Hak Rasulünden nice ayât-ü ahbârı
Veli nidem ki kar etmez bu öğütler sana asla
Bu zahir gözünü örtüp bana tut cânıla gönlün
Ki her bir sözün içinde duyasın cevher-i mana
Kelam-ı Mustafa zevkin dimağında bulagör kim
Muadil olmaz ol zevke hezarân “mennile selvâ”
Kemali devlet istersen oku ayât-ı Kur’anı
Ki her harfin içinde var Niyazi bin dürr-i yektâ.
Hamr-ı ruy-ı yar ile sekran olan anlar bizi
Katresin bahr eyleyüp umman olan anlar bizi
Cahil anlamaz zev’il-irfan olan anlar bizi
Vakıf-ı esrar olup hayran olan anlar bizi
Anlamaz hayvan olan insan olan anlar bizi
Halkın artık eksiğini gördüğümüz yoktur bizim
Kimseye tan etmeğe hiç dilimiz yoktur bizim
La-mekandan gelmişiz biz ilimiz yoktur bizim
Bu fena gülzara asla meylimiz yoktur bizim
Her seher bülbül gibi nalan olan anlar bizi
Sırr-ı vasl-ı yari yol azanlara açılmayız
Biz hakikat şemsiyiz revzenlere açılmayız
Biz rical esrarını şol zenlere açılmayız
Zahid-i leffaf olan reh-zenlere açılmayız
Açılıp güller gibi handan olan anlar bizi
Sanmayın zahid gibi havf u reca abdalıyız
Geçmişiz ondan veli bezm-i lika abdalıyız
Tekye-i iklim-i lahutta beka abdalıyız
Baş açık yalın ayak rah-ı fena abdalıyız
Ref edip ten cübbesin üryan olan anlar bizi
Mısriya şehr-i fenaya uğradı ruhum bu gün
Şems-i ruy-ı yar ile bedr oldu çün mahım bu gün
Kuluna rahm eyleyip kıldı nazar şahım bu gün
Lii-maallah sırrına mahremdir İbrahim bu gün
Ol saray-ı vahdete mihman olan anlar bizi.
İSTER İSEN
İster isen bulasın cânânı sen
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Kendi mir’âtında gözle onu sen
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Her sıfat kim sende var izle onu
Gör ne sırdan feyz alır gözle onu
Erişince zâtına özle onu
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Kenz-i mahv-î âşikâr hep sendedir
Yazu kış leylü nehâr hep sendedir
İki âlemde ne varsa hep sendedir
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Men aref sırrına er ko gafleti
Gör ne remzeyler bu insan sîreti
Haşru neşr ile tâmuyu cenneti
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Haşr-ı sîrî halin inkâr eyleme
Gülşen iken yerini hâr eyleme
Enfüsü âfâkı bil âr eyleme
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Zât-ı Hakk’ı anla zâtındır senin
Hem sıfatı hep sıfatıdır senin
Sen seni bilmek necâtındır senin
Gayre bakma sen de iste sen de bul
Sîreti terk eyle mâna bulagör
Ko sıfatı bahr-i zâta dalagör
Ey Niyâzî şarku garba dolagör
Gayre bakma sen de iste sen de bul
hak ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak
ol nüshada bu adem bir nokta imiş ancak
ol noktanun içinde gizli nice bin derya
bu alem bu deryadan bir katre imiş ancak
adem demini her kim bulduysa odur adem
yohsa görinen suret bir gölge imiş ancak
bu zevke yiler herkes bulmaz veli her na-kes
iren ana anda bir fırka imiş ancak
kim ol deme buldı yol vasl oldı niyazi ol
naci dinilen fırka bu zümre imiş ancak
mef'ulu mefa'ilun mef'ulu mefa'ilun
ademde olan esrar bu demde imiş ancak
günümüz piyasa toplumunun,bencil çıkarcı bireyin ilacı Mısri'de :
BEN SANIRDIM ALEM İÇRE BANA HİÇ YAR KALMADI
"Ben sanırdım âlem içre bana hiç yâr kalmadı,
Ben beni terk eylerim bildim ki ağyâr kalmadı.
Cümle eşyâda görürdüm hâr var gülzâr yok,
Hep gülistân oldu âlem şimdi hiç hâr kalmadı.
Gece gündüz zâr u efgân eyleyüb inlerdi dil,
Bilmezem n’oldu kesildi âh ile zâr kalmadı.
Gitti kesret, geldi vahdet oldu halvet dost ile
Hep Hakk oldu cümle âlem çarşı pâzar kalmadı.
Dîn diyânet âdet ü şöhret kamu vardı yele,
Ey Niyâzî n’oldu sende kayd-ı dindâr kalmadı
NİYAZ-İ MISRİ de, Seyyid Nesimi, Pir Sultan Abdal, Hallac-ı Mansur'lar.. gibi dost'a ulaşma yolunda canını feda edenlerdendir. Padişah egemenliğine, softalığa ve yobazlığa karşı ezilen halkın yanında duruşu, Misri'ye Rodos ve Limni adalarında sürgün hayatını getirmiş; ve Limni adasında sürgündeyken hakka yürümüştür. Mezarı halen Limni adasındadır.
Aşkın kime yar olur
Daim işin zar olur
Dinmez gözinin yaşı
Yanar içi nar olur
Sevda-yı zülfün kimin
takılsa gerdanına
Mansur gibi akıbet
Yolunda berdar olur.
Bu yolda canın viren
Canan alur yirine
Aşk dükkanında anın
Can ile bazar olur.
Terk it Niyazi seni
Bul anda o sultanı
Her kim canından geçer
Ol vasıl-ı yar olur.
Bakıp cemal'i yare
Çağırırım dost dost
Dil oldu pare pare
Çağırırm dost dost
Mescid ü meyhanede
Hanede viranede
Ka'bede büthanede
Çağırırım dost dost
_________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder