“Unutma, Romalı, ulusları yönetmek sana düşer. Senin görevlerin şunlar olacak: Barışçı yoldan töreleri kabul ettirmek, boyun eğenleri esirgemek ve gururluları savaşla uslandırmak.” Virgilius, “Aenias”
Günümüzde iktidarlarda iki tip siyaset adamı var:
Kendisini “Yeni Roma” sanan ve hoşuna gitmeyen iktidarları devirme hakkını
kendinde gören ABD emperyalizmininin memurları ile Davu (Beyaz Saray’ın
Davutoğlu’na taktığı ad) gibi “high five(çak-beş) yaparak yaranmaya çalışanlar ve “sizin asıl adamınız benim” diyenler.. Yani; dünya Emperyalist sisteminin bir parçası, bir unsuru olmak için can atan işbirlikçiler..
Bir de, sömürgeci güçlerin korkulu rüyası olan Mambis savaşçıları geleneğinden gelen Kübalı devrimci Raul Castro gibi, emperyalizmin 50 yıllık abluka ve ambargosuna rağmen uslandırılamayanlar..boyun eğmeyenler.. Baş
düşmanına “Biz seni yeterince tanıyoruz; çek o kanlı pis ellerini üstümden” diyerek “
Yeni Roma” ya kafa tutanlar.. Yani; anti-emperyalist kampta yer alan mağrurlar..
CİA-MAAT' ın 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrası Türkiye’nin geleceği, işte bu iki tip siyaset adamından hangisine sahip olacağına; ve çıkarları birbirlerine zıt bu iki ayrı kamptan(emperyalist-antiemperyalist) hangisine dahil olacağına bağlı olacaktır. O yüzden, bu topraklarda, her zamankinden daha çok, anti-emperyalizmin bayrağı Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlıkçı, halkçı ve devrimci siyasetlerine ihtiyac var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder