10 Ağustos 2016 Çarşamba

DENİZ LİSESİ’NE KIYMAYIN EFENDİLER!





Kökleri Cezayirli Hasan Paşa tarafından 1773 Kasımpaşa Tersanesinde kurulmuş olan MÜHENDİSHANE-İ BAHR-I HÜMAYUN’ a kadar uzanan Deniz Lisesi, 31 Temmuz 2016 tarihli ve 29787 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan  669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname(KHK) ile kapatıldı. Böylece, Amerikan emperyalizminin uşağı ve kuklası olan FETÖ’nün  darbe girişiminden Deniz Lisesi de   nasibini almış oldu.  

Bu kararı duyduğumda, 46 yıl önce  ilk bahriye üniformasını giydiğim  1970’li günlerim gözümde canlandı.. Deniz subayı olarak yetiştirilmek üzere, Heybeliada’da, çamlar arasında kaybolmuş  Deniz Lisesi’nin  lumbar ağzından  ilk adımımızı attığımız o körpe ve masum beyaz kuzucuk günlerimiz..

“Boru sesi” ile  yatıp-kalktığımız; taburlara geçtiğimiz; armuz tutup sağ baştan hizaya girdiğimiz; talimlere çıktığımız; derslere başladığımız; dersleri paydos ettiğimiz ve spora koştuğumuz o “boru sesli” günlerimiz..

Gemicilik atölyesinde ve kik limanında ilk gemicilik bilgisini-görgüsünü- terbiyesini- aldığımız o acemi-gemici günlerimiz..

19 mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim, 10 Kasım, 23 Nisan’lardaki   “uygun adım marş!”  ve “yerinde saaay!” tören günlerimiz..

Disiplin kusurlarının tespit edildiği ve sergilendiği   ayni kalıba sokulmak istendiğimiz  “sınıf subaylı”  nizam-intizam  hiyerarşik günlük "Muayene Taburu" günlerimiz..

TV  yayını ile ilk tanışma günlerimiz..

Ceza Talimli  "Yat Taburları"nda  okuduğumuz "marşlı" günlerimiz: 

"Haydi gidelim, derya gezelim./Vatana millete hizmet edelim./Asker tabura, alesta vira / Bosalar fora, Apiko dora." diyen   "Cenk Sanatımız" marşı günlerimiz...

Ya da, "Ey dalgalar ey dalgalar siz bir çok gemicinin hayatına kasttettiniz.." diye başlayan Gemicilik Opereti günlerimiz...

Ve de.. Deniz Harp Okulu Marşı günlerimiz :

"Şahlan artık ey deniz şanlı dostlar geliyor
Ummanlara hükmeden Barbaroslar geliyor
Baş koymuşuz uğruna biz bu coşkun suların
Ruhumuza dalgasız ölçüler dar geliyor

Biz denizci gençleriz göğsümüz şeref dolu
Atatürk'ü izleyen yol Deniz Harp Okulu"  
 
Kaytarmalı kamp dönemlerimiz.. Eğlenceli “Kuzu Günü” günlerimiz..

Çam ormanında tüfek omuzda kros günlerimiz..

Sıla hasreti çektiğimiz, ergenlik dönemi ada günlerimiz..

"Çorbanın fazlasını isteyen var mı?" dendiğinde tabağımızı uzattığımız  bol kepçe günlerimiz..

Hafta sonları günübirlik  İstanbul’lara gittiğimiz, koltuklarına beyaz mendiller serdiğimiz  ve rumca konuşmalarının hiç eksik olmadığı  o  Paşabahçeli, Dolmabahçeli şehir hatları vapurlu günlerimiz..

Heybeliada iskelesinden tepedeki okula tırmandığımız ve yanımızdan faytonların geçtiği  o yokuşlu yol günlerimiz.

12 Mart balyozunu ensemizde hissettiğimiz ve  Deniz Harp Okulu öğrencilerinin toplu halde ilişiğinin kesildiği Dr.Hikmet Kıvılcımlı’lı, Mehmet Ali Aybar’lı,  Mihri Belli’li, Deniz Gezmiş’li, Mahir Çayan’lı, Sarp Koray’lı.. “Tam bağımsız Türkiye ve Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” günlerimiz..

Hasılı, Deniz Harp Okula merhaba! diyeceğimiz ve o meç kuşanacağımız    mezuniyet töreni günlerimiz..

İşte o günlerden, “varlığım AMERİKAN emperyalizminin varlığına armağan olsun” diyen ABD emperyalizmi hizmetindeki  FETÖ’nün, Atatürk düşmanı, “vatan ve  emek” hainliği  günlerine gelmişiz/ getirilmişiz..

Peki, bu günlere gelmemizde Deniz Lisesinin, lav edilmesini gerektirebilecek  ne gibi bir kusuru olabilir?  FETÖ’cü  alçaklıkların sorumluları arasında   Deniz Lisesi de neden  gösterilir?

Neymiş efendim, FETÖ’cü vatan ve emek hainleri, askeri okullara sinsice sızmış/sızıyormuş! Sanki FETÖ’nün, Cumhurhurbaşkanı katından emir-komuta katına; Anayasal kurumlardan ticaret, spor, sanat alanına;  her türlü bürokrasiye ve belediyelere ve siyasi partilere…sız(dırıl)madığı bir yer ve alan  varmış gibi!! Hem sonra, madem sız(dırıl)mışlar, Siyası İktidar olarak, sen de  SIZDIRTMA ÖYLEYSE!! Sen FETÖ’cülerin sızmasına göz yumar; sessiz kalırsan adamlar elbette istedikleri kurumlara sızarlar; ve Türkiye’yi ele geçirirler.

Vaktiyle bu konuda söylenmiş o kadar çok söz ve uyarı var ki, yetkililerce doğru dürüst hiç dikkate alınmamış. Siyasi İktidar olarak, kusurlu ve suçlusunuz… Genel Kurmay ve  kuvvet komutanlıkları da kusurlu ve suçlu..  Görev ve sorumluluklarını gereğince yerine getirmemiş görünüyorlar… Habire yanılmışız/kandırılmışız diyerek özür dilemek; pişmanlık duymak, gidenleri geri getirmez; zararları telafi etmez. Sadece, bu gibi memleket işlerinin ve meselelerinin, bundan böyle  sizler tarafından deruhte edilemeyeceğini gösterir.  

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı imam hatip okullarını  lav ederek  nasıl ki milli eğitimin Fethullahi sorunlarını çözemezsek, yaklaşık 350 yıllık geçmişi olan Deniz Lisesi’ni lav ederek de  TSK ve  Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki Fethullahçı yapılanmanın ve yuvalanmanın sorunlarını çözemeyiz. Lav etmek, bir yöntem olamaz!“ Lav etmek” yöntemi, ancak, iktisadi-siyasi sorunların ve toplumsal çelişkilerin üstesinden gelemeyen siyasi iktidarların kendi  kusurunu ve suçunu örtmek, gizlemek, kamufle etmek için başvurduğu “halkı aldatma yöntemi “ olabilir.

Hani Cem Karaca’nın bir şarkısı vardı: “beni siz delirtiniz” diye,  https://youtu.be/ytbUzbTEshw  işte tıpkı o şarkının sözleri gibi, bu gün ne kadar yakınılan eleştirilen ne kadar husus ve durum varsa hepsi 1945’lerden bu yana  “Cici Amerika” cı ve  NATO’cu siyasal iktidarların marifeti. Özellikle, 12 Eylül Amerikancı darbeden sonra cebren ve hileyle değil, bizatihi beşli cuntanın tasarrufuyla siyasilerin oy deposu tarikat, cemaat, seyh ve dervişlere kol kanat gerildi.  Gelişmeleri için imkan ve fırsatlar tanındı. O yüzden, istediğiniz kadar Türkiye’nin anayasal kurumlarını yeniden yapılandırın, emperyalizmin baskı ve denetiminden; egemenlik araçlarından bağımsızlaşmadığınız sürece/için,  bu halkı oyalamış; aldatmış; ve Türkiye’ye kötülük yapmış  olursunuz.

İstiklal savaşımızı ve  Atatürk’lü cumhuriyet dönemimizi saymazsak, Türkiye, ne zaman, halkın  ihtiyaç ve çıkarlarına göre kendi kendini yönetmek istese, emperyalizm, Türkiye’nin üstüne çullanıyor ve başına çuval geçiriyor. Artık buna bir son vermenin zamanı gelmiştir.  FETÖ’cü darbe ve isgal girişimini  bastıran-ezen Atatürk Cumhuriyetine bağlı TSK birlikleri ve  15 Temmuz ANTİ-FETÖ'cü  ilerici halk hareketi-direnişi-dayanışması, emperyalizm aleyhtarı bir ortam ve fırsat yaratmıştır. Sağ-sol demeden halkıyla ve devletiyle, yani Türk milletiyle, Türkiye, bu imkan ve fırsatı çok iyi değerlendirmek  zorundadır; ve düşmanlarımız, artık, Atatürkçü bağımsız ve halkçı bir Türkiye’ye  RAZI edilmelidir.

Atatürk diyor ki: “Hudutlarının önemli ve büyük kısmı deniz olan Türk Devleti’nin, donanmasının da mühim ve büyük olması gerekir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve güçlü bir Türk Donanmasına sahip olmak gayedir.”

Peki, mükemmel ve güçlü bir Türk Donanmasına sahip olmak” nasıl olacak ?

Sen daha şimdiden donanmaya subay yetiştirme kaynaklarını kurutmaya çalışırsan, küçük yaştan deniz ve donanma sevgisi aşılayabileceğin halk çocuklarının gittiği okulları lav edersen Atatürk’ün göstermiş olduğu hedefe ulaşamazsın ki!!. Hem sonra; Deniz Kuvvetleri’nin  birliği ve  bütünlüğü ile oynarsanız güçlü bir donanmaya sahip olamazsınız. Deniz Lisesinde yanlış bir şeyler, kötü bir gidiş varsa bu alınacak tedbirlerle düzeltilebilir. Ama tedbir almaya hacet kalmasın diye Deniz Lisesi’ni  ortadan kaldırırsanız ilerde Barbaros’un torunları olacak bu halk çocuklarına ve Türk milletine  en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. 

1839 yılında Mekteb-i Bahriye-i Şahane ismini alan ve1851’de Heybeliada Kalyoncu Kışlası’na taşınan; ve 1853 yılında da dört sınıflı İdadi (Lise) kısmı açılan bahriye mektebinin adı  1928’de Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi Komutanlığı olarak  değiştirilmiş;1963 yılında Deniz Lisesi Deniz Harp Okulundan ayrılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Böylesi tarihi bir kimliği ve değeri niye kaybetmek isteyelim ki!? Bir çok alanda, meslek grubunda, alt yapından, küçük yaştan kadrolar, elemanlar yetiştirme uygulamaları varken, gelenekleri varken, niçin Deniz Lisesi’yle uğraşırsınız? 

1081’de Çaka Bey’lerle başlayan Türk denizcilik tarihi  mazisi iyi-kötü; acı-tatlı hatıralarla doludur. Eğer; Deniz Lisesini lav ederek küçük yaşta namzet bahriye subayı adayı yetiştirme yuvalarını kapatacak olursak  İnebahtı, Çesme, Sinop Deniz savaşları gibi  denizcilik tarihimizde yeni bir kara sayfa açmaya hazırlık yapmış oluruz... O zaman da Tarih  bizi affetmeyecektir.

Bir kez daha sesleniyoruz. FETÖ, nam-ı diğer CİA-MAAT, soruları çalarak askeri liselere sız(dırıl)dı diye Deniz Lisesi lav edilemez!! Eğer; sırf bu gerekçe ile askeri liseleri lav ediyorsanız, FETÖ'nün, CİA-MAAT'ın sızmış olduğu diğer  kurumları da lav etmeniz gerekir. O yüzden; bu  kararı alanlar bir an önce kararlarını gözden geçirip  bu tarihi yanlıştan dönmelidirler.

Yıllar önce, Tuhfetü’l-kibar fi Esfari’l-bihar adlı eserinde Katip Çelebi,   “düşmanın tecavüze fırsat bulmasının, maliye düzeninin, asker, hazine ve halk işlerindeki bozukluğun, bir yandan da tedbirleri almaktaki kusur ve ihmallerden ileri geldiğini; öte yandan da Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki yollardan sapıldığını, arkadan gelenlerin, ne yaparlarsa kanun olur sanmalarının bu sonucu doğurduğunu tekrarlayarak kitabın asıl amacını belirtmişti.”

Ayni kitabın Denizcilere Öğütler kısmındaysa bakın neler demiş Katip Çelebi:

Birinci Öğüt der ki: “Kapudan kendi korsan değilse deniz işinde ve deniz savaşı üzerinde korsanlarla danışık edip dinleye. Yalnız kendi bildiğine gidenler çoğu pişman olagelmişlerdir. Hele bu yolda bir yanlış yapılırsa  ziyan yalnız kendisine değildir.”

Yirmi beşinci Öğüt der ki: “ Kapudan Paşa, yerinde dura. Kendi varıp düşmana heves etmeye. Zira baş gidince ayak kalmaz. Bununla çok ziyan görüldü. Sedarlara yararlık yerinde durmaktır.

Kırkıncı Öğüt’de der ki : “Eski padişahların sefer ve fetih olayları, kapudanların denizde sefer ve savaşları üzerinde anlatılanlar, yazılanlar görülüp kıssadan hisse alına, gaflet olunmaya vesselam.”

Deniz Lisesi’ni lav edenlere son kez Katip Çelebi’nin  bu üç öğüdüyle seslenip uyarmak istiyorum. Belki kıssadan hisse alır yaptıklarından pişman olurlar ve Deniz Lisesini yeniden eğitim –öğrenime açarlar. 

Vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder