20 Mayıs 2017 Cumartesi

TARİHİN UFKUNDA İZ BIRAKAN GEMİLER


Seyir halindeki gemilerin pupalarında  ‘dümen suyu’ dediğimiz bir iz-suyu olur. Gemi sizden uzaklaştıkça dümen suyu silikleşmeye başlar ve bir süre sonra,  geminin izini sürmüş olduğunuz dümen suyu  artık görülmez olur. Ama, toplumların  tarihsel ilerleme rotasında  öyle gemiler vardır ki onların dümen suları hafızaya kazınır; tarihin ufkunda bir türlü  kaybolmaz. Bu  gemiler,  sadece denizde değil toplumların kaderinin belirlenmesinde de yol alır;  serüvenleriyle destan yazar; masallaşırlar..  Ömürleri dolunca  da sulara değil anılara ve tarihsel belleğe gömülürler..

İşte onlardan bazıları:


Mahmudiye Kalyonu

Adını sultan 2.Mahmut’tan alan Mahmudiye Kalyonu zamanının  en büyük ahşap  gemisiydi..Üç ambarı ve 128 topu vardı.. Yerli imalat birinci sınıf bir savaş gemisi olarak, 1828'de, Tersane-i Amire(İstanbul Tersanesi)'de kızağa konmuş; ve 1829'da denize indirilmişti. 65m boyundaki Mahmudiye Kalyonunun mürettebatı 1280 kişiydi. 45 yıl Osmanlı donanmasına hizmet etmiş olan Mahmudiye Kalyonu’na, Ateş Mehmet Paşa kumandasında  Kırım Savaşın(1853-1856)’daki başarılarından ötürü Gazi ünvanı verilmişti. 1874 yılına gelindiğinde, Mahmudiye kalyonu feshedilip hizmetten kaldırıldı. 2. Abdülhamit zamanında(1876) hazinede para kalmayınca, askerlere maaş verilemez oldu; ve Mahmudiye Kalyonu enkazı maaşlara mahsuben bahriye subaylarına verilmeye başladı. Bahriye Nazırı,  "Mahmudiye'den 500 okka enkaz verile" diye buyurdu mu maaşlar, gemi enkazını kaldıracak olan enkazcı, hurdacı esnaf  tarafından  ödenirdi. 

HAMİDİYE
Hamidiye  Kruvazörü... Birinci Balkan savaşı  sırasında Karadeniz’de  kahramanca görev yaptı.   Yüzbaşı Rauf (Orbay) kumandasındaki Hamidiye Kruvazörü, 1.Balkan Savaşı sırasında Yunanistan tarafından işgal edilen ege adalarını geri almak ve düşman hedeflerini yok etmek üzere  Ege ve Akdeniz'de 7 aydan fazla sürecek  olan Akın(korsan)  Harekatını gerçekleştirdi.


SMS GOEBEN( YAVUZ),    foto Alexander Monreal



TCG YAVUZ (fotoğaf ,  Lt.Frank Norton M.C.)
TCG YAVUZ, hem Alman sancağı taşımış hem Türk.. Hem saltanatı görmüş hem de Cumhuriyeti.. Adına türküler yakılmış efsane gemi.. Milli mücadele sırasında İzmit Körfezinde öksüz bir halde, o da kurtuluşunu beklemiş..Türk ordusu İstanbul'a girince onun da esareti bitmiş; İngiliz denetiminden kurtulmuş, Türk bayrağı ile özgürlüğüne kavuşmuş..Cumhuriyetin ilanını 101 pare top atışıyla kutlamış..ve genç Cumhuriyet donanmasının sancak gemisi olmuş..

Gazi Mustafa Kemal 21 Eylül 1925'de  onarım için bekleyen Yavuz'u ziyaret etmiş; bu ziyarette,  "Bu gemiyi büyük Türk milletinin ihtiyacı olan sağlam ve kudretli zırhlı şekline sokacağız. Bu kudret, silah bakımından sizlere dış politika bakımından da bizlere büyük hizmet görecek; gurur sağlayacak" diyerek Yavuz'un Türkiye ve Donanma için önemini dile getirmiş.

Hayatına Moltke sınıfı muharebe kruvazörü olarak 2 Temmuz 1912'de  SMS GOEBEN  adıyla Alman donanmasında başlayan, ancak birinci dünya savaşı başlarında, 1914 yılında, Osmanlı devleti donanmasına geçen; 1950'ye kadar Türk donanmasında aktif görev yapan ve 1960 hurdaya ayrılan TCG YAVUZ, Türk Halkının askeri, siyasi ve kültürel hayatında iz bırakarak;ve denizlerde tonlarca hatıra bırakarak  bu dünyanın denizlerinden  ayrılmış; deniz tarihindeki soylu ve gururlu yerini almıştır.


Nusrat Mayın Gemisi
Düşman donanmasına Çanakkale’yi geçilmez yapan kahraman Nusrat mayın gemisi…

Muavenet-i Milliye... Çanakkale deniz muharebeleri sırasında  İngiliz donanmasının maruz kaldığı en büyük felaket Goliath zırhlısının batırılmasıydı. Goliath'ın batırılması üzerine, müttefik orduları komutanı General Hamilton "düşman madalyayı hak etti" diye günlüğüne not düşmüştü. 13 Mayıs 1915 tarihinde, Morto koyunda demirli olan Goliath'ın  Kd.Yzb.Ahmet Saffet komutasındaki Muavenet-i Milliye'nin  torpidolarıyla batırılmasıyla İngilizler Çanakkale boğazını denizden geçmekten vazgeçti ve Çanakkale deniz harekatı fikrini ortaya atan  Denizcilik Bakanı Churchill  de istifa etmek zorunda  kaldı.


Alemdar Römorkörü

Kuvva-yı Milliye saflarına  katılmak için bir avuç  denizci tarafından  İstanbul’dan Ereğli’ye kaçırılan  ve daha sonra Sovyetler Birliğinden aldıkları mühimmatı  her türlü tehlikeye göğüs gererek Anadolu kıyılarına taşıyan; ve Milli Mücadeleye hizmetlerinden dolayı Gazi ünvanı alan  İstiklal Savaşı’nın denizdeki kahramanı  ALEMDAR kurtarma gemisi. 

Büyük Taarruzdan önce 29 adet savaş uçağını Rusya’nın Novorosisk limanından  Anadolu’ya  intikal ettiren Kd.Yzb Cevat Bey komutasındaki Şahin Vapuru..

Yakın komşumuz Rus halkının da, gönüllerde  yer etmiş; hafızalara kazınmış   Potemkin Zırhlısı ile Avrora kruvazörü adlı iki gemisi var.

Potemkin Zırhlısı, Rus donanmasının Karadeniz filosu gemilerindendi.. Rusya'da 1905 devrimi sırasında,  gemideki  berbat çalışma ve yaşama koşulları nedeniyle,   İstibdat rejimi uygulayan Çarın zalim subaylarına karşı isyan eden gemi mürettebatının bulunduğu gemiydi. Gemi Mürettebatı isyan sırasında  Potemkin Zırhlısı'nı ele geçirerek Çar' ın subaylarından kumandayı devir almış; gönderine kızıl bayrak toka ederek  Odesa'daki işçi hareketi mücadelesini(Genel Grev) desteklemiş; donanmanın diğer gemilerinden yeterince destek göremeyince de Romanya'ya sığınmak zorunda kalmıştı.

Bolşevik devriminden sonra(1925), ünlü film yönetmeni Sergei  Eisenstein(Sergey Ayzenştayn) tarafından,  Potemkin   Zırhlısı' nı  konu alan unutulmaz bir film yapılmıştır.. Bu film, ilerde, dünya sinema tarihinin baş yapıtları arasında  yer alacaktı.

Diğeri ise, Rusya'da 1917 Şubat Devrimi sırasında Bolşevikler safında Krenski Hükümeti sarayını bombalayan   AVRORA kruvazörü..

Bandırma Vapuru Türk gençliği olmuş yürüyor..

Granma Yatı  Küba halkı olmuş yürüyor

Ve emperyalizm çağında, siyasal-tarihsel belleğimizde yer eden iki gemimiz daha var:   İki ayrı ülkenin bağımsızlık ve milli egemenlik  savaşında  simge olmuş olan  BANDIRMA vapuru ve  GRANMA yatı..

Birisi Türk Devriminin diğeriyse Küba Devrimi’nin liderlerini ve öncülerini taşımıştı.

BANDIRMA Vapuru, emperyalist işgale son vermek; düşmanı vatan topraklarından kovacak Kuvvayı Milliye’yi örgütlemek üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün Mayıs 1919’da  İstanbul’dan Samsun'a giderken kullandığı gemi,

GRANMA ise, ABD emperyalizminin kuklası ve uşağı olmuş Batista rejimini yıkmak için 25 Kasım 1956'da Meksika’nın Tuxpan limanından yola çıkan Fidel Kastro önderliğindeki 81  devrimciyi  2 Aralık 1956’da Küba’nın Oriente eyaletine ulaştıracak olan  12 kişilik bir yat. 

Türkiye'yi ziyaretinde  Fidel Castro   bu iki  gemi  ve Atatürk için bakın ne demiş:

“Devrimci Kemal Atatürk bizim esin kaynağımız oldu. 1919’da Anadolu’dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisi sayesinde  Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık.

Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam ters yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun’la kadınlara getirilen statü çok  önemliydi.. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder