Agave Azul Agave Espadin
Mescal (Meskal diye okunur) ne; in midir cin midir? Şimdilik, Mescal, Ageve(Maguey) bitkisinin öz
suyundan damıtma yöntemi ile yapılan bir çeşit alkollü içkidir diyelim. Oaxaca yakınlarındaki bir Mescal üretim ve tanıtım merkezini
ziyaret ederken gerisine devam ederiz..
Oaxaca
yakınlarında Mezcal tanıtım yeri
“ Bu da ne böyle!? “
dediğinizi duyar gibi oldum.
Efendim bu, 7-8 yaşındaki ve yaklaşık 50kg ağırlığındaki(100
kilolukları da oluyormuş) Agave veya
Maguey denilen bitkinin omurgasının traş olmuş hali.. Ananasa(pineapple)
benzediğinden Maguey’in bu haline “Pina” demişler..
Zavallıcık başına
geleceklerden habersiz tabi..
Agave
(Maguey) bitkisinin pina haline gelmesi de öyle kolay olmuyor o da başka bir hikaye.
Pinalar, akranları ile birlikte, ikiye ya da dörde bölünerek kavrulmak üzere Palenque denilen etrafı taş döşeli konik çukur tandırlara konulmak
için beklerler önce. Taş döşeli konik çukurda önce odun ateşi yakılır; ve taşları ateş basınca, yani, taşlar iyice ateş
kesince, parçalara bölünmüş Pinalar, palenque’e yerleştirilir ve üstleri de Agave(Maguey) yaprakları, elyaf ve
hasırla örtülür; ve bunların üstleri
de toprak ile kaplanır; üstü duman
tütecek kadar açık bırakılır..
Ve üç dört gün
Maguey Pinalarının kızarmasını beklersiniz.
Kıvama gelmiş ve
aromasını almış kızarmış Pinaları bulunduğu çukurdan çıkarırsınız.
Bu arada Agavelerin içindeki şeker karamelize olur ve külçe külçe bakkallarda
satılırmış.
Derken sıra, kıvamlı kızarmış
Agavelerin ezilmesine gelir, işte tam burada
Meksikalı Agave işçileri, Nazım ‘ın “ Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi
eziliyorsak” dizesini “Ve
hala meskal’imizi vermek için Pina gibi eziliyorsak” diye okurlar ama gerisi getiremezlermiş.
İşte size eski usul Ageve(Maguey)’lerin ezilme sahnesi ve
kavrulmuş pinaların düştüğü hal:
Pinalar ezilip lapa haline getirildikten sonra fermente olması için geniş ahşap varillere konur.
Önce üstüne sıcak su konur birkaç gün bekletilir. Sonra soğuk ilave edilir.
Fermantasyon işlemi tamamlanınca sıra damıtma evresine gelir.
ilk damıtma düşük alkollü olduğundan ikinci kez damıtılır.
Damıtma işleminin mazisi de 5000 yıl öncesine kadar gidiyormuş. Arkeolojik kaynaklara göre en erken imbik sistemi, Çin’de, eski Mısır’da ve eski Yunan’da görülmüş. Bu teknik zamanla dünyaya yayılmış “alkol” adını almış. Alkol, Arapça Al-Kohl’den türetilmiş. “Al- kohl”, “Al-Kakül”, Arap hanımlarının göz güzelliği için kullandığı toz halindeki bir nevi makyaj malzemesiymiş.
Meczal’ın fermantasyon süreci
Palenque(konik çukur fırın)
Bütün bu eziyet ve zahmet, yani; Agave(Maguey)’nin henüz körpe bir filizken 7 bilemedin 8 senede gelişip olgunlaşıp Pina haline getirilmesi; ateşlerde yanması; ezilip sıkılıp fermente edilip damıtılması, işte şu keyifli an içindi.
Tabakta
gördüğünüz kurtçuklar (gusano) Mescal'in mezesi.
Hani “ her ağacın kurdu özünden
olur ” derler ya, Meskal’in kırmızı
ve beyaz kurtları da, Agave(Maguey)’nin kök ve yapraklarında yaşayan kendi öz
evlatlarıymış...
Meskal’i
içerken öyle bir dikişte içmeyeceksin, bu Meskal’e yapılan en büyük saygısızlık
ve kabalıkmış.
Meskal’i
öper gibi, yudum yudum içeceksin…her yudumda onun bu zahmetli yolculuğunu
anarak, hissederek; ona saygı duyarak
içeceksin.
Meze olarak da bir pinçik tuz ve portakal
dilimi (limon da olabilir), acı biberli kavrulmuş sarımsaklı kurt ve çekirge, incir..
ama nedense yeni kavrulmuş "Osmaniye
fıstığı"nı unutmuşlar..
Bir
Mescal’i tekiladan ayırt etmek istersen içine bir Agave kurdu atarsın, kurt
hangisinde yaşıyor ve mutluysa o Meskal dir.
Tekila yokken Meskal vardı; Meskal yokken de Pulque(pulke).
Pulke, Mezoamerika’da
‘tanrıların iksiri’ olarak bilinen süt
renginde kutsal bir içkiymiş.
Agave bitkisinin gövdesinde açılan bir çukurda
biriktirilen agave öz suyunun mayalanmış hali.
Alkol derecesi çok düşükmüş.
Ama buna rağmen pulkeyi fazla kaçırıp sarhoş olan
tanrılar varmış. -Mitolojinin yalancısıyım-
Pulke’nin İspanyol sömürgeciler gelmeden önceki adı “iztac
octli”miş. Velhasıl, Tanrılar da içtiğine göre, Pulke, besleme değeri olan sağlığa
yararlı bir içkiymiş.
İspanyol
sömürgeciler geldiklerinde, damıtma
yöntemini bildiklerinden, bu kez, agave özsuyunu damıtarak Meskal’i icat
etmişler daha sonra da Tekilayı.
Meskallerin
iki aylığa kadar olanlarına Joven(genç)
diyorlar. İki ay ile bir yıllık olanlarına reposado(dinlenmiş),
en az bir yıllık olanlarına ise anejo(yıllanmış)
deniliyor.
Kurt, meskale sadece şişeleme aşamasında konurmuş ve kurt konulacak
mezkal’in de ‘reposado’ olması gerekirmiş.
Rakı
şişesinde balık olsam “ diyen Orhal Veli, kurtlu meskal ile tanışmış olsa idi “meskal şişesinde kurt olsam” der
miydi acaba?
Merakımdan
soruyorum, peki bu meskal şişesindeki kurt, nasıl oluyor da kafayı bulmuyor?
Ama kurtlu meskal kurtsuz olana nazaran daha fazla kafayı bulduruyormuş; ve
kurtçukların afrodizyak etkisi varmış.
Meskal
otuzdan fazla agave çeşidinden yapılabilirmiş ama, mescallerin %90’nı,
yaprakları kılıca benzeyen “espadin” denilen kılıç yapraklı agave’den yapılırmış.
Tekila ise,
sadece Mavi Agave denilen Blue Agave(Maguey
Azul)’den yapılırmış.
Maguey bitkisinin Mesoamerican kültüründe
kutsal bir yeri varmış.
Arkaik Nahuatl
dilindeki adı “Metl” imiş.
Fakat
fetihçi İspanyollar gelince ‘Metl’ bitkisine Maguey adını vermişler.
Agave ise,
botanikteki adıymış. Agavaceae
familyasına ait bir bitki olmasından geliyor.
Azteklerde, Mayahuel , agave bitkisinin tanrısıymış.
Pulke’nin de “Octli tanrıları” diye adlandırılan tanrıları
varmış .
Ne güzel; Azteklerde,
bitkilerin, tohumun, çiçeğin tanrıları var hep.
Ve alkollü içkiler tanrıların
himayesinde, o yüzden zamanın hiçbir siyasi iktidarı ona dokunamıyor.
Kurtlu Meskallerin tadına bakıp bir hoş olduktan sonra; birkaç şişe
mescal de yanımıza alarak, yola revan olabiliriz artık. Yolumuz üstündeki dokumacı köylerinin ürünlerine baka baka Oaxaca’ya
dönüyoruz.. Dönen biz miyiz yoksa kafamız
mı ondan emin değiliz.
dokumacı kadınları örgütleme çalışması .. "Meksika ateşi"nde gözleme nefisti!
Meksika basını.. Zocalo'da birazdan marimba konseri başlayacak
Meksika’da kasaba ve kentler zocalo’suz (meydan) olmaz. Akşam yemeğine daha vakit var, biraz çarşı pazar, zocalo yapalım dedik. İlk gözümüze çarpan, Zocalo’daki ayakkabı boyacıları ve seyyar satıcılar oldu. Derken tezgahtaki Meksika basınına şöyle bir göz attık, acaba Meksika gezimizi haber yapmışlar mı diye... Şöhretli Meksika acılarıyla tanışalım dedik, acılar pazarına gittik.
biberler picante olsun lütfen.. desenler mezoamerikan kültürü.. küçük kız da çok sevimliydi .. her birimiz beşer adet aldık kağıt baskılardan.
Her kes
pazarın zenginliklerinde kaybolurken biraz da şu kakao ve çikolata dükkanlarını dolaşalım
dedik.. Ufak tefek hediyelik bir şeyler aldıktan sonra Zocalo’da Marimba çalan
gençlerden cumbia dinliyoruz.. Meksika’da Müzik, Küba gibi, hayatlarının peynir ekmeği,
sosyal iletişim biçimleri olmuş. Baktım bir hava tutturmuş gidiyoruz biz de.. Derken;
yemek kampanası çaldı, marimbacı gençlere birkaç peso bırakarak otelimizin yolunu tuttuk.
Zocalo'da ayakkabı boyacıları.
Oaxaca Katedrali ve seyyar satıcılar..ve meşhur sıcak çikolata ve kahve evi..
Akşam yemeği için Casa de Los Sabores(http://casadelossabores.com/)'ten yer ayrılmış ona göre her kes vaktinde hazır olsun deniyor.
Casa de los Sabores'in müthiş bir menusu var.. Meksika mutfağını keşfedeceğiz bu gece.. Her zamanki gibi önce limonlu biralarımızı söyledik. Ve hastası olduğumuz Guacamole(guakamol)’umuzu..
Ve bu anı donduralım dedik..
Yarın, Meksika platosunu ve Oaxaca vadisini güneyden kuşatan Sierra Madre del Sud dağlarını aşarak, pasifik sahilindeki Huatulco'ya ineceğiz.. Sisli, virajlı dağ yollarından kıvrıla kıvrıla tırmanacağız, yolumuzun üstündeki dağ köylerine uğrayacağız, sizin anlayacağınız zorlu bir gün bizi bekliyor yarın.
Oaxaca'da son gecemiz.. otele dönme vakti ..Her yolu Zokalo'ya çıkan ızgara planlı kentte yürüyoruz.. yürüyoruz sokaklarda TONA LA NEGRA'nın bolerolarıyla...
https://www.youtube.com/watch?v=FyyIQzi89vQ ( ALMA DE VERACRUZ)
https://www.youtube.com/watch?v=57jqWEci-8A ( MENTİRA SALOME )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder