18 Ekim 2018 Perşembe

HARİKALAR DİYARI MEKSİKADAN ANILAR -7-







Devrimin kalbinin attığı Morelos eyaletinin “Viva Zapata” yollarındayız… Anenecuilco, Cuautla’nın birkaç km güneyinde bir kasaba. Karışık yol ve sapaklar nedeniyle maceralı bir yolculuğumuz oldu. Çıktığımız kavşağa geri döndük mesala. Neyse sonunda   Zapata’nın Morelos eyaletinin Ayala belediyesi sınırlarında kalan Anenecuilco’daki Zapata Müzesine ve doğduğu eve  gelebildik. 

Fakat o da ne! Müze kapalı ve bizi içeriye almıyorlar.. Bu gün günlerden pazartesi ve  müzelerin kapalı olduğunu unutmuşuz. Peki ne yapacağız şimdi biz, onca yolu boşuna mı geldik yoksa!?

Ama ne demişler çıkmayan  candan umut kesilmez! (dum vita est, spes est), mutlaka bir yolu olmalı içeri girmenin.








Orada devasa bir duvar resmi (mural) var, kurulmuş iskelelere bakılacak olunursa herhalde restorasyon çalışması yapılıyor. Neyse, sesimize kulak verip birileri yanımıza kadar geliyor, hemen derdimizi anlatıyoruz, ta Türkiye’den, devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiyesi’nden geldiğimizi; devrimci Zapata’nın doğduğu evi  görmek ve müzesini gezmek istediğimizi söyleyince bizim için kapılar açılıyor ve sürpriz bir şekilde dev duvar resminin yaratıcısı mural sanatçısı Roberto Rodriguez Navarro ile tanışıyoruz. Meğer gezimizin başından beri rehberimizin bize söylediği “sürpriz” buymuş!




En solda annesinin kucağında  Zapata, çocukluk ve gençlik yılları, bilinçlenme süreci, Porfirio Diaz''ın "porfiriato" denilen   baskı ve zulum dönemi ve silahlanan halk.. Meksika Devriminin öngünleri..
Laf aramızda adı Rodriguez olmasına rağmen imzalarını “Roguez” diye atıyormuş. Nedenini sorduğumuzda cevap olarak ‘ortalıkta bol  miktarda Rodriguez var ; diğerlerine karışmasın diye, bari ben de  Roguez” olayım’ demiş. Babacan, mütevazi, sıcak kanlı Roguez ile hemen ahbap oluyoruz, bize yapmış olduğu dev muralin hikayesini sahne sahne anlatıyor: Zapatan’ın  kutsal doğumu, çocukluğu, gençlik yılları, etkilendiği çevreler, Meksika Devrimi süreci, Ayala Planı, Diaz’ın iktidardan düşmesi, Ayala Planı’nın hayata geçirilmesi, Zapata’nın  katledilişi ve köylünün Zapata’ya sahip çıkması ..ve  Zapata’nın yolundan giden devrimciler.. Roguez, bütün bunları resmetmiş duvara..                







Meksika devrimi ve iç savaş yılları














  
Zapata'nın ölümü ve köylüler

Zapata burada kölelik zincirlerini kıran ve halkı özgürleştiren devrimci bir figür olarak resmedilmiş. Arkasındaki sombrerolu yoksul köylüler(peon) ise "toprak ve özgürlük" için  silahlanmış halkı  temsil etmekte.

Roguez'in mural(duvar resmi)'nin restorasyondan önceki hali.

Roguez’ü çok sevmiştik.. Ondan ayrılmamızın zor olacağını; kendisini tanımamızın gezimizin “sürpriz” bir güzelliği olduğunu; bizleri çok mutlu ettiğini; hayatımızın unutulmaz anları köşesinde yer alacağını belirterek  toplu bir fotoğraf çektirerek Roguez ile vedalaştık.
      




Çok değil bundan 106 yıl önce bu topraklarda devrimin nabzı atmış. “Toprak ve Özgürlük” sloganları atılmış; ve Ayala Planı imzalanmış.. İşte Meksika Devriminin merkezindeki efsane devrimcinin doğduğu ve bir vakitler yaşadığı  iki odalı kerpiçten evi.. Her ne kadar restorasyon görmüş olsa da, aslında,  o hatıraları ile ayakta duruyor.




Zapata'nın doğduğu iki odalı kerpiçten ev, Anenecuilco

 









Meksika devriminin önderi   Emiliano Zapata’nın  Müze Evinden mutlu ve 'gelecekten' umutlu olarak ayrılıyoruz. Ve  Zapata'nın bir tuzak sonucu pusuya düşürüldüğü Chinameca’daki hacienda(büyük malikane)'ya  doğru  yolumuza devam ediyoruz.


Bir zamanlar Güney’in Caudillo(önderi)’sı Zapata’nın at sırtında kat ettiği Zapata Rotası’nda bu kez biz  minibüsümüz ile ilerliyoruz. Ve Zapata’ya  kurulan tuzağın ve pusunun hikayesi geliyor aklımıza: 

Başkan Carranza, kendisine meydan okuyan ve  boyun eğmeyen Zapata'yı cezalandırmak istemektedir. Bunun için general Pablo Gonzales’i görevlendirir. Gonzales, yardımcısı albay  Jesus Guajardo ile Zapata’yı öldürmek için bir senaryo hazırlarlar.
Senaryo gereği, albay Jesus Guajardo sanki federal orduya karşı ayaklanmış gibi yaparak askerleri ve silahlarıyla birlikte Zapata kuvvetlerine katılmak istediğini bildirir, ve San Juan Chinameca kasabasındaki Hacienda’da bir buluşma önerir. Ve Zapata’ya iki at hediye gönderir.
Zapata bu öneriyi önce şüpheyle karşılar, ama  Guajardo’yu bir kaç kez  sınadıktan sonra  öneriyi kabul eder ve yanındaki on adamıyla birlikte Hacienda’nın kemerli kapısına gelir.
Guajardo, Zapata’yı askeri merasimle karşılayacaktır. ve askerlerine sanki tüfekleriyle  selamlama ateşi yapacakmış gibi  vaziyet aldırır.
Ancak; Zapata’nın   Hacienda’dan içeri girmesiyle birlikte selamlama atışı yapacak olan askerler doğrudan  Zapata’nın  göğsüne nişan alarak yaylım ateş yaparlar ve Zapata’yı oracıkta  öldürürler.
On binlerce köylünün(campesino) Caudillo(askeri-siyasi lider, koruyucu önder)’su Zapata’nın  öldüğünden herkes emin olsun diye, Zapata’nın cesedi iki gün boyunca Cuautla meydanında teşhir edilir.
Fakat; köylüler arasında, ölenin Zapata olmadığı; başkası olduğu; Zapata’nın hala hayatta olduğu ve devrimin devam ettiği söylentisi bir türlü son bulmaz; ve Zapata efsaneleşir.
Bu arada albay Guajardo  general yapılır ve 50 bin pezo ile taltif edilir.
İşte o uğursuz  yerde Zapata’yı delik deşik eden mermilerin duvarlardaki izleri ve Zapata'nın  vurulduğu yere dikilen heykeli:






     



Zapata, Bir seferinde “dizlerimin üzerinde alçalarak yaşamaktansa vuruşarak ayakta ölürüm daha iyi!” demişti.


Ama; o, öldüğüyle kalmadı;  Meksika’nın özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde halkı aydınlatan devrim meşalesi oldu. 1994 yılında, kendilerine Zapatistalar diyen  Chiapas bölgesinin yoksul Maya yerlilerinin gerilla ordusu,  Zapata’nın yolundan giderek, yoksulluğa, sömürü ve zülüm düzenine “Ya Basta-Yeter!!- demişlerdi..  

  


 Zapata’nın yerel rehberi Andres Trujillo,  o alevli günleri ve pusuyu rehberimize anlatıyor.. 

Senyör Andres Trujillo’nun hediyelik eşya reyonu .. Gönüllü  Zapatist rehberin hediyelik eşyaları bu kadar oluyor işte! Tezgahın en solunda bulunan göğsü fişeklikli  koyu lacivert  Zapata tişörtümüzü 200 pezoya Andres’tan almıştık. Her üç karede de hedef gösteren “işaret parmaklı anlatım”a dikkatlerinizi çekerim.

Zapata’ya pusunun kurulduğu Hacienda’nnın kemerli girişi ilerde solda ve Cuautla-Chinameca dolmuşları

      Cuautla Devrim Parkındaki  Zapata’nın Mezarı, Cuautla/Morelos


“Bir köylü ancak toprağa minnet eyler, efendilerin bitmek bilmeyen arzusuna değil. Toprağın sahibi olmaz. Biz toprağa aitiz ve bize nimetlerini sunduğu için ona minnettarız. Bu yüzdendir diktatörlüğe karşı silahlanışımız.



Zapata'nın ölüm haberi

  

Devrimin fotoğrafçısı  Agustin Victor Casasola (1874-1938)’dan Emiliano Zapata’nın ölümü
 

                                                                                      
Hüzünlü ve saygılı bakışların göz yaşları henüz kurumamışken  Zapatayı ezilen ve sömürülenlerin devrimci mücadele tarihine gömerek  Puebla üzerinden Oaxaca’ya doğru yol almaya başladık.

Şu Puebla’da, şöyle “mole pablano” soslu güzel bir akşam yemeği yemek; ve meşhur Cholula Piramidini görmek vardı ama Oaxaca’ya gece yarısı varmamak için yolumuza devam ettik.


Oaxaca, güneydeki  Sierra Madre dağlarının eteklerinde kurulmuş  tarihi, kültürel, arkeolojik ve ekolojik özellikleri itibariyle Meksika’nın en renkli ve görülmeğe değer sömürge kentlerinden biri.. Meksika’nın mazisi  ve ruhu buralarda saklıdır derler.  Meksika’nın kalbinin attığı, köklerinin ulaştığı birkaç kentten  biriymiş.. Yedi farklı bölgeye ayrılmış olan Oxaca eyaletinde 16 dil ve 200 diyalekt konuşulmaktaymış.
Oaxaca Vadisi, vaktiyle, Olmeklere, Zapotek’lere ve Mixtec’lere yurt olmuş.  Monte Alban ve Mitla,  2000 yıllık ağaç El Tule, Meksika içkisi Mescal üretim merkezi, sömürge öncesi Meksikasının sanat ürünlerinin sergilendiği Rufino Tamayo Müzesi ve Oaxaca geceleri..  göreceklerimiz arasında.
Oaxaca’da kaybolmazsınız. Zira, ızgara planlı bu kente bütün yollar Zocalo(anamaydan)’ya çıkıyor. Bizim otelimiz de Zocalo’ya, beş on dakikalık yürüyüş mesafesindeydi.

Bu arada Monta Alban gezimize başlamadan önce Meksika’da dikkatimizi çeken bir hususa değinmek isterim. Meksika Para birimi ” peso ” ile Amerikan dolarının sembolleri, dikkatli bakılmazsa ayniymiş gibi durur: Meksika pezosu  sembolü: “$” dir. Amerikan doları ise Meksika Pezosu’nun çift  sütunlu  olanıdır. Şimdi Meksika’da bir restoranı gittiğinizi düşünün  2000 $’lık  bir hesap geldiğinde  pezo işareti olan “$”’yi  Amerikan  doları sanabilir; ve hesaba itiraz edebilirsiniz   
         
Dolar ile  Pezo’nun ilginç  hikayesi de şuymuş: Daha Amerikan doları ortada yokken Meksika sömürgelerinde kullanılan Meksika gümüş parası “columnario” varmış. İşte bu “$” sembolü columnario’dan türetilmiş. Gümüş parada gördüğünüz bu sütunlar aslında İspanya Arması’ndan alınma Herkül Sütunları’ymış. 
Mitolojiye göre Herkül Sütunları, Akdeniz ile atlas okyanusun birbirleriyle buluştuğu yerdeki Cebelitarık boğazının her iki yakasında sütun gibi yükselen iki sarp kayanın adıymış. Vaktiyle bu iki kaya bir bütünmüş ve her iki denizi birbirinden ayırıyormuş. Günün birinde Latinlerin Herakles’i olan Herkül,  bu bir ve bütün kayayı bir vuruşta ortasından  ikiye ayırmış.-  Siz adamdaki şu kudrete bakın!- bir sarp kaya parçası(Sütun) Avrupa yakasında diğer sarp kaya parçası(Sütun) ise Afrika yakasında kalmış. İşte İspanya Arması’ndaki o iki sütun Herkül Sütunlarıdır ve  İspanya’nın dayandığı  coğrafi sınırları gösterir. Ve Kolomb Öncesi “Eski Dünya”nın sınırları buraya kadarmış.
Sütunlara dolanmış “ S “ biçimindeki  kırmızı bantta ise “ Plus Ultra ” yazmakta.  Bunun anlamı, Latin dünyasının ötelerine, İspanya Tacının ulaşabildiği yerlere kadar olan topraklardaki İspanya’nın egemenlik ve ticari tekel hakkı demekmiş.
Malum;  Kolomb öncesi dünya, “kapalı dünya” imiş, yani; henüz Amerika toprakları bilenmezken ve sömürgeleştirilmeden önce, Dünya, Asya, Avrupa ve Afrika’dan  ibaret sanılırmış; ve esas olarak, Ptolemaisos’ un ‘kapalı dünya anlayışı’ geçerliymiş. İşte o zamanlar İspanya Kraliyet Arması’nda “ Ne Plus Ultra “ yazarmış. Yani; Herkül Sütunları, limite olmuş dünyanın sınırlarını temsil ettiklerinden gidilecek ve sömürülecek “öteler” yokmuş o zamanlar.   
Ne zaman ki coğrafi keşifler adı altında sömürgecilik  hareketleri ve katliamcılık  başlamış;  ve 1494 Papalığın çıkardığı Tordesillas Fermanı’yla  Cabo Verde adalarının yaklaşık 1000 deniz mili batısından geçen bir boylamla dünya ikiye bölünmüş,  işte o zaman İspanya  Kraliyet Armasında “Plus Ultra” yazmaya başmış. Yani bu, şu demekmiş: Monarşi tacının ve haçlı cihatçılığın zaferi için gidin gidebildiğiniz yere ve ne gerekiyorsa yapmakta serbest ve özgürsünüz.
Kısacası  ‘sömür sömüre bildiğin kadar ve Hristiyanlaştır Hristiyanlaştırabildiğin kadar’  demekmiş.  
Bir de    İspanya Armasındaki Sütunların üzerinde iki taç görünmektedir. Bunlardan biri İspanya monarşisinin tacı diğeri ise Katolik Papalığın tacıymış. Bu taçlar,  kraliyet monarşisi ile Katolik hristiyanlığın kutsal ittifakını simgeliyormuş. İki sütun arasındaki kalan kalkandaki armalar ise İspanya’daki altı krallığı simgeliyormuş.
Şimdi bu açıklamalardan sonra gümüş para “columnario’ya dönecek olursak , İspanyol sömürge Meksika'sında, İşpanya Kraliyet Tacı(sütun) ile Papalık Tacı merkezde tek sütun olarak birleşince  “ S “ harfi biçimli kırmızı bantla birlikte,  “$” olmuş.
Daha sonra Amerika da ayni simgeyi kabul etmiş ama kraliyet tacının(monarşi hakimiyeti) bulunduğu sütunun  yerini, bu kez, tekelci sermayenin tacı(egemenliği) almış olarak.. Bazen, her iki sütünü da kabullenerek.. Ama ; zamanla, Sermayenin Tacı İle Hristiyanlık Tacının kutsal ittifakı, tekelci sermayenin egemenliği ve otoritesi altında birleşerek ‘sermaye-dünyası’nda yerlerini almışlar.  















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder